Şükrü OZAN'ın Blog Sayfası

Akşamları eve geldiğimde genelde bilgisayarı açmamaya çalışıyorum. Gelen giden mailleri kontrol etmek ve onlara cevap yazmak için de iPad'i kullanıyorum. Bazen uzun ve düzgün mailler yazmak gerekebiliyor. Bunun için de iPad'deki Türkçe klavyeyi hızlı ve etkin bir şekilde kullanmak çok kolay olmayabiliyor.  Bluetooth klavye de genelde MacBook ile pair edilmiş olduğundan iki saat onun unpair edilmesi ve iPad ile yeniden pair edilmesiyle uğraşmak da zor olabiliyor.  Sizin anlayacağınız işim gücüm yok fantezi peşinde koşuyorum, hah işin özeti bu... Gelelim olayın ayrıntılarına. Çarşıda pazarda belki mevcuttur ama ben vaktim olduğu için beklemek ile ilgili bir derdim olmadığı için, genelde bu tarz zihni-sinir aletlerini dealextreme sitesinden sipariş vermeye alıştım. O siteden "ipad usb camera connection kit" diye aratırsanız şu alet geliyor.  http://www.dealextreme.com/p/usb-camera-connection-kit-for-ipad-93665 Tamamen çakma olan bu ürünü eminim biraz daha zorla

Latex dokümanlarını hazırlamak için güzel bir editör arayanlar için texmaker ücretsiz ve güzel bir çözüm sunmakta. Her platform da çalışması da tercih edilmesi açısından önem arzetmekte.  İndirmek için bu link kullanılabilir: http://www.xm1math.net/texmaker/download.html Mac OSX gibi ya da Linux gibi Unix türevi işletim sistemlerinde kullanılan platformun 32 ya da 64 bitlik olmasına göre indirilece kurulum paketi ile programı sisteminize kurmanız çok kolay.  Sisteminizin 32 bit mi 64 bit mi olduğunu anlamak için terminal penceresinde uname -a  Komutunu çalıştırmanız ve i386 etiketini görmeniz durumunda 32bitlik versiyonu, X86_64 etiketini görmeniz durumunda ise 64bitlik versiyonu kurmanız yeterli olacaktır. Ubuntu 11.10 da synaptic paket yöneticisi zaten bunu sizin için otomatik olarak gerçekleştirecektir. MAC OSX kullanıyor olmanız durumunda da yukarıdaki linkten paketi indirip açıp uygulamayı Applications klasörüne yerleştirmeniz yeterli olacaktır.  MAC OSX EKRAN GÖRÜNTÜSÜ UBUN

Web sayfanızda kullanıcı tarafından yüklenen imajları yeniden boyutlandırmak istediğinizde veya thumbnail oluşturmak için kullanabileceğiniz basit ve temel işlemleri içeren bir PHP fonksiyonu yazalım. İlk olarak imajı yüklemeyi sağlayan basit bir form gerekli: <form enctype="multipart/form-data" method="post"> <input type="file" name="image"> <input type="submit" value="Yükle"> </form> Bu form sayesinde kullanıcı istediği imajı seçerek yükleme işlemini başlatabilecektir. Form onaylandıktan sonra kullanacağımız PHP fonksiyonunu yazalım. <?php // İmajın yükleneceği klasör atanıyor. $dir = 'images/'; // İmajın adını belirliyoruz. Şu anda imaj orjinal adı ile kaydediliyor. Farklı bir isim vermek de mümkün. $image = $_FILES['image']['name']; // İmajın adresini bir değişkene atıyoruz. İmaj bu adresten okunup kaydedilecek. $filename = $_FILES['image']['

Latex ile çalışırken bibtex kullanıyorum bir süredir. Diğer işletim sistemlerinde test etme şansım olmadı ancak MAC OSX'te derleme yaparken .bib dosyası içerisinde kullanılan aksanlı karakterlerin doğru şekilde derlenemediğini gördüm. Örneğin; Ibañez   Yazmak için  Iba\~{n}ez ya da Iba\~nez   gibi yazımlar olumsuz sonuç vermemesine karşın;  Iba{\~n}ez  yazımı doğru sonucu vermekte. Bir bilgi olarak paylaşmak istedim.

İnsanın doğa karşısındaki çaresizliği halen devam ediyor. Tabi tahminen bu konuda eskisine göre daha başarılıyız ki insan popülasyonu dünya üzerinde hızla artmaya devam ediyor. Artık insanoğlu doğayı kontrol edebiliyor... Gökyüzünü keşfettik, tam olmasa da denizleri keşfettik. Üst üste yaşamayı öğrendik, apartmanlar yaptık. Sınırlı bir alana daha çok insanı koyma konusunda insanlık olarak başarılı olduk.  Bunlar tüm gezegende yaklaşık eş zamanlı yaşanan gelişmelerdi. Tabi barınma konusu beraberinde  getirdiği mülkiyet ve sahibolma içgüdüsüyle insanı şebekten kuştan biraz daha farklı bir konuma yerleştiriyor. Sıradan bir toplumdaki sıradan bir insan kendi sahibolma içgüdüsüyle "ev" bulmak arayışı içindeyken bu türün sosyolojik hiyerarşide bir üstündeki "ev" satmak arayışı içinde olan ve adına "müteahhit" "toki" "folkart" gibi şeyler verdiğimiz canlı türleri ya da gruplar da zaman içinde (belki de insanlık tarihi kadar eski bir z

Bu yazıyı sıcağı sıcağına yazayım dedim, zira sonra kesin üşenirim yazmam falan. Ortağı olduğum internet ve bilişim sektöründe hizmet veren şirketimiz ( AdresGezgini Ltd. ) gereği uzunca bir süredir sosyal medya ve sosyal medya araçları ile de ilgilenir olduk. Kişisel olarak sosyal medya araçlarını çok etkin olarak kullanmasam da birçoğundan haberdarım. Yine de bir şekilde Twitter son zamanlarda en sıklıkla kullandığım sosyal medya aracı oldu. Zira takip ettiğim kaynaklar sayesinde gelişmelerden anlık şekilde haber almak mümkün oluyor ve bilgiler bir şekilde rafine olarak geldiğinden haberin önemli mi önemsiz mi olduğunu anlamak ayrıntı istiyorsam ilgili haber linkine tıklamak yeterli oluyor. Tabi ki sevdiğim arkadaşlarımla da oradan haberleşmek onların hayatla ilgili görüşlerini belki de bazen "aforizma"larını oradan anında okumak da çok eğlenceli oluyor. Ancak bugün çok farklı ve kayda değer birşey yaşadım. Ortaklarımla ( Bora Mocan  ve İlker Tanyer ) İzmir Kalkınma Aja

Yanlış bilgi olmasın ama sanırım ethernet yerine  wifi bağlantısı ile internete bağlanmaya başladığımdan beri (10 gündür falan) Ubuntu 11.04 yüklü masaüstü bilgisayarımda pidgin, empathy gibi IM klon programlarını kullanarak GTalk a bağlanamamaya başlamıştım. Programların içerisindeki hiçbir default setting de değişiklik yapmamış olmama rağmen Gtalk bir türlü açılmıyordu. Şu linkte yanıt veren arkadaşlardan birisinin basit önerisiyle bu sorun gerçekten de çözüldü.  Pidgin-> Accounts -> Manage Accounts  diyip gtalk hesabını seçiyoruz. Modify -> Advanced sekmesi ne geçiyoruz Connect server yazan yere talk.google.com yazıyoruz. Pidgin'i restart ediyoruz Sertifika kabulu gibi bir uyarı çıkabilir, tabi ki kabul ediyoruz ve GTalk'a yeniden bağlanabiliyoruz.

Aşağıdaki resime bakarsanız yüzümdeki ifadeden ne kadar mutlu olduğumu görebilirsiniz! Zira zamanında  (gitarist olacağımı zannettiğim günlerde) büyük bir heyecanla dinlediğim  ünlü gitarist Al Di Meola'nın konser vereceği Alaçatı Amfi Tiyatrosu'ndayım ve konser biraz sonra başlayacak!! Art Alaçatı Summer Fest  adı altındaki bir etkinlik kapsamında festivalin açılışı için bu konseri organize etmiş alaçatı eşrafı... Şimdi niyet iyi tabi ama gel gelelim adamlar organizasyonu biraz kendileri için yapmışlar kanısına kapıldım. Neden mi? Şöyle ki; Biletler grupanya sitesinden alınabiliyordu. Biletleri biletix satıyordu. Biletix üzerinden 70 lira olarak görünen bilet fiyatları grupanya'da 35 TL ye satıldı. Ve anlayabildiğim kadarıyla zaten bilete para verip gelenlerin çok büyük bir kısmı da zaten biletleri oradan almışlar. Zira etkinliğin zaten doğru dürüst bir duyurusu bile yapılmamış biletix sitesinde bile.  Neyse; grupanya sitesinde de belirtildiği üzere yerler numara

Vaay vay amma zaman olmuş blog yazısı yazmamışım!! Nasıl blog bu ya, madem yazmıcan neden hala açık? Olsun ama olsun arada bir gene yazıyorum artislik yapmayım kendi kendime. 8 Temmuz 2011 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirilen bir Bon Jovi konseri oldu... Ben de eş durumundan bir Bon Jovi hayranı olarak konsere gittim...  Bi kaç foto çektik ama şimdi burda o fotoları koymanın bir anlamı olmayacak. Zaten tribünlerden izledik konseri, Bon Jovi soğanın cücüğü kadar bile görünmüyordu bulunduğumuz yerden.  Bizim için de tecrübe oldu... İlk kez stadyum da ( ki Telekom Arena stadında oldu konser, bayaaa büyük bir alan yani) konser izleyeceğimizden bilemedik. Hesaplı olsun diye gittik tribünden bilet aldık. Ama zaten İzmir'den İstanbul'a gelmek ve İstanbul'da iki gece kalmak, gezmek falan yeterince az hesaplı bişey olduğundan konseri hesaplıya getirmenin bi anlamı olmadı aslında. Bir daha böyle bir konsere iştirak edecek olursak "Diamond Ring" den aşağısı kurta

Bir süredir MAC OSX yüklü MacBook Pro model bir laptop kullanıyorum. İşlerim gereği c programlama ve bunları gcc ile derlemek durumundayım. Bu yüzden Xcode ve beraberinde gcc yi sisteme yükledim. Linux bilgisayarımda hiç karşılaşmadığım bir şekilde bu bilgisayarda gcc ile derlediğim kdoun çalışma esnasında "Abort Trap" hatası verdiğini gözlemledim. Özellikle bellek kullanımının çok yüksek olduğu uygulamalarda ki ben bu şekilde bir program ile uğraşıyorum, bu problemin ortaya çıktığını gözlemliyorum. Bu problemin çözümü için derleme satırına şu iki opsiyonu eklemenin problemi çözdüğünü gördüm: -fno-stack-protector -D_FORTIFY_SOURCE=0

IEEE sponsorluğundaki bazı konferanslara bildiri göndermek için hazılanılan bildiri taslaklarının ieee pdf express sistemi tarafından onaylanması gerekiyor. Ben de şu ana kadar birkaç kez bu sistemi kullanmak durumunda kaldım. Bildirilerimi şayet bir latex template verilmişse latexte hazırlıyorum. Ve genelde eps formatındaki görselleri kullanmayı tercih ettiğimden derleme işlemini latex komutu ile  gerçekleştiriyorum. Ardından dvipdf komutu ile standart bir şekilde pdflerimi oluşturabiliyorum. Ancak ieee pdf express sistemi fontların pdflere gömülü olmasını istediğinden bu şekilde hazırlanan pdfler embedded fon t hatası veriyor genellikle. Siz de bu problemle karşılaşıyorsanız şu şekilde düzeltmeyi deneyebilirsiniz. Latex dosyanızın son haline geldiğinden ve formatının doğruluğundan emin olun. (işlemleri tekrar tekrar gerçekleştirmemek adına) latex dosyaadi.tex ile derleyin. Şayet .bib dosyası ile referanslayacaksanız bibtex dosyaadi.aux ile onu da derleyin. Eğer bir önceki stepte

İlginçtir sanırım direk olarak tilda karakterini, ~, kullanmak mümkün olamıyor. Bunun için benim bulduğum en kolay çözüm matematiksel denklemlerde benzerlik ifadesini belirten tilda işaretini kullanmak oldu. Bunu da satır içinde $\sim$ ile kolayca yapabilirsiniz.

Openoffice'te denklem editörü zaten mevcut. Ancak denklemlerin ön tanımlı rengi gri oluyor. Bunu düzeltmek için örneğin şayet metnimizde siyah rengi istiyorsak, ki genelde bu şekilde isteriz özellikle akademik yazılarda; denklemleri aşağıdaki şekilde yazmak yeterli oluyor: color black {DENKLEMİNİZ} black yerine arzu edilen temel renk isimleri de yazılabiliyor.

Vallaha dayanamadım bugün ikinci blog yazımı giriyorum... ÖSYM benim gözümde resmen (mecazi anlamda) bitmiştir. Ha, "bana ne senin gözünden?" diyebilirsiniz de, zaten bir süredir medyadan falan da takip ediyoruz ÖSYM ile ilgili bazı olayları. Kişi ya da kuruluşların şifre dağıtmaları iddiaları bir yana bu kurum güvenlik zaafiyeti olduğunu resmen ( bu kez kelimeyi gerçek anlamda kullanıyorum) açıkladı aslında. ÖSYM'nin şimdi ki başkanı olan kişi net olarak saçmaladıklarını kabul etti.  Geçen KPSS sınavı ile başlayan bu saçmalıklar dizisinin ÖSYM kurmunun resmen biteceğinin delaletleri olduğunu düşünüyorum. Bugün benim gözümdeki bitişin sebebi de birinci dereceden tanıklık ettiğim bir olay sebebiyledir.  Bugün saat 9:30 da eşim ALES denilen sınava girecekti. Sabah saat 9 gibi Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler fakültesinde sınavın gerçekleştirileceği salona ulaştık. Bilineceği üzere KPSS sınavı sonrasında küpe ve yüzükle dahi giremiyorsunuz sınavın

19 Nisan'da başlayıp, 22 Nisan'da bitecek olan SIU2011 konferansı için eşimle İzmir-Antalya ve Antalya-İzmir yolculuğu yapmamız gerekiyordu. Bu tarihlerde görünen ve bize saat olarak en uygun tarifeler sunexpress'te vardı. Biz de konferansın başlamasından günler evvelinde gidiş dönüş uçak biletlerimizi aldık. Uçağımız 19 Nisan'da İzmir'den sabah saat 10:15 te kalkacaktı. Dönüşümüz ise 22 Nisan günü saat 19:15 te Antalya'dan olacaktı. Birkaç hafta evvel sunexpress'ten ilk bomba geldi. Dönüş uçağımız "operasyonel sebepler"den ötürü 23:30 a kaydırıldı. 22 Nisan tarihinde dönmemiz gerektiği için buna itiraz edemiyorduk. Yani yaklaşık 4 saat beklememiz gerekecekti. İnşallah bununla kalırlar dedik. Tabi ki bununla kalamadı... Gideceğimiz tarihten bir gün evvel yani 18 Nisan'da sunexpress bu sefer ikinci bombayı patlattı. Gidiş uçağımızın saatini de sabah 7'ye aldılar... Artık gerçekten "oha" demek istiyorduk. Bütün "

Öncelikle QR Code (QR Kod - Karekod) Nedir? "QR Code (karekod) iki boyutlu bir barkod türüdür. Verilerin küçük bir resim olarak saklanmasını sağlar. Barkod okuyucu cep telefonu uygulamalarını kullanarak kısalttığınız linke hiç bir tuşa basmadan ulaşabilirsiniz." B.Tunç CERİT Ufalt.Net - Karekod Servisi Geçen gün yazdığım yazıdan ( http://ufalt.net/cZfy )  da bilineceği üzere   AdresGezgini LTD bünyesinde ufalt.net isimli bir Ar-Ge çalışması yürütüyoruz. En genel anlamda bir URL kısaltma servisi olan ufalt.net in v0.3 versiyonunu çok kısa bir süre önce devreye aldık.  v0.2'den farkı ne? Footer'ımıza ufalt.net in twitter ve friendfeed hesaplarına ulaşım için birer link yerleştirdik. Bu ilk göze çarpan yenilik. Ancak en önemli yeniliğimiz sistemin içinde gizli. Uygulamalı olarak gösterecek olursak, yukarıdaki görselde de görüleceği üzere blogumun linkini ufalt.net il kısalttığımda. http://ufalt.net/1jgm şeklinde bir link üretiliyor.  v0.2de kısa l

Son birkaç aydır üzerinde çalıştığımız bir proje ufalt.net . Dünyada çok yaygın olarak kullanılmaya başlayan URL kısaltma servislerinden birisi.  Fonksiyon açısından farklılığı var mı?  Şu anda v0.2 olarak yayında olan sistemin herhangibir  "URL shortener" sitesinden bir farkı yok. Yabancı benzerleri (bit.ly v.b.) gibi, verilen herbir URL için tekil bir ufalt.net linki yaratılıyor sistemde.  E peki olayı ne bu sistemin?  Öncelikle bu çalışma AdresGezgini LTD. olarak yürütttüğümüz bir  AR-GE çalışması. Ticari bir bekletisi olmayan bir çalışma. Ama tabi ki bir amacımız var. Açıkcası zaten, Türk olup yurtdışında geliştirilmiş olan url kısaltma servislerini kullanan kişilerin tamamının bunları bırakıp ufalt.net hizmetini kullanacakları gibi çok ütopik bir beklentimiz yok. Ancak siteye girildiğinde de görüleceği üzere arayüzümüz tamamen Türkçe. Bu sebepten bu sitenin ortalama Türk internet kullanıcıları tarafından daha çok tercih edileceğine dair (belki yine de ütopik

Vallaha yasaklar masaklar derken baktım aylar olmuş bloguma yazı yazmamışım. Bir iki kelam edeyim istiyorum ama bu konuda. Benim kişisel yorumum tamamen "duygusal" bu kapatma açma olayları. Devlet bir türlü vergiye bağlayamadı Google'ı, yapılan her şikayeti hızlı bir şekilde değerlendirip muhtemelen herhangibir bilirkişi grubuna danışmadan zart diye kısa yoldan kapatı kapatıveriyor... Bakalım daha neleri kapatacağız neleri yasaklayacağız bu ülkede, gerçekten heyecanla takip edeceğim.

Geçen hafta yılbaşı dolayısıyla eşim "iki senedir evdeyiz hadi bu sene dışarıya çıkalım yılbaşında" dedi. Bu fikir her ne kadar bu tarz mekanda eğlenme olayları beni açmasa da, bana da mantıklı geldi, bir değişiklik olur dedim, iki arkadaşım ve eşleri ile birlikte toplam 6 kişi yılbaşı gecesini bir makanda geçirmeye karar verdik. Şimdi hal böyle olunca tabi insan herşey tam olsun istiyor, o yüzden biz de İzmir'deki olası mekanları değerlendirip bir fiyat filtresinden geçirdikten sonra gördük ki, "yıldız tilbe ile yeni yıl coşkusu" tadındaki eğlenceler, şayet yıldız tilbeyi izlemeye gidip yıldız tilbeyi görmek istiyorsanız kişi başı yaklaşı 400 TL ye mal oluyor. Tabi biz de oha dedik. Sonra ayrı bir olası mekan grubu daha keşfettik, bu gruptaki fiyatlar 90 (limitli içecek) ila 150 tl (limitsiz içecek) arasında değişiyordu. Konum ve müşteri profili düşünülünce bu mekanların bize daha çok hitabedebileceğini düşündük. Sonra limitli içecek olayında vazgeçip limits