Posts

Showing posts from 2012

Sıradan Vatandaşın Türkiye İncelemesi

Image
Dört aylık olan oğlum Erkan'ın gaz sancısı vardı dün gece. Annesini sabaha kadar uyutmamış. Sabah 6'da  görevi ben devraldım. Neyse ki yirmi dakka içinde uyuttum ama bu sefer de ben uyuyamadım. Ona baktım, onu ve geleceğini düşündüm ister istemez. Ne olacak memleketin hali, yavrularımızın durumu falan derken kendimi bir düşünce denizinde buldum. Ülkemizde, ki Dünya'daki birçok başka ülkede de, zamanın ruhuna uygun problemler almış başını gitmiş. Terör olayları, süregelen  ve muhteviyatını asla kavrayamadığımız belki de anca bundan 20 30 sene sonra kavrayayazacağımız dava süreçleri derken gündemi takip edip akıl sağlığından olmamak elde değil.  Ancak sıradan vatandaş olarak ben biraz daha soft ancak derin bir mesele olan "eğitim" ile  ilgili düşüncelerimi dile getirmek istiyorum. Zira bu meselenin, gündemdeki diğer büyük olaylarla bir alakası yoksa, sıradan vatandaşın hayatındaki en önemli mesele olması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca  memleketin dünü ve bugünü

Bir Film İzledim: "The Dark Knight Rises" (Dikkat! Spoiler Alert!)

Image
Bizim oğlan doğduğundan beridir doğal olarak sinema yalan oldu. Kayınvalide bu hafta bizde, ben de fırsattan istifade hanımdan da izin alarak sinemaya kaçayım dedim. Bir sürü izlemek istediğim film var vizyonda hadi dedim bari kaçmadan son Batman filmini izleyim. Az önce gece seansında izledim geldim. Uzun zamandır sinemaya gitmemenin de verdiği bir gazla gelir gelmez dedim bir blog yazısı döşeneyim. Christopher Nolan abimizin Gotham'ın karanlığına yakışır bir estetikte çektiği serinin sanırım bu sonuncu filmi idi. Tabi ki Nolan'ın Batman versiyonunu ve sunumunu ben de birçok insan gibi çok sevdim. Yalnız bu filmde beni rahatsız eden bir noktayı irdelemeden de geçemeyeceğim. Şimdi spoiler geliyor filmi izlemeyene son uyarı! Filmdeki oyuncular bir kere müthiş. Özellikle Bane karakterini canlandıran Tom Hardy, en son "Warrior" filmindeki performansıyla benden tam not almıştı. O filmdeki gibi bunda da tam bir öküzü canlandırıyor ve bu konuda başarılı. İşte

Bir Mobil Uygulama Incelemesi - AirFox HD

Image
(1990 sonrasında doğanlar için bu yazı sıkıcı olabilir :) ) Bugünlerde http://uygulamagezgini.com   gibi değişik bloglarda güzel uygulama inceleme yazıları yazılıyor.  İlgiyle takip ediyorum. Ben de bir uygulama inceleme yazısı yazmak istedim. Bunun iki sebebi var. Birincisi bu uygulamayı bekliyordum bir süredir. İkincisi bu oyunun bizim nesil için özel bir yeri olduğunu düşünüyorum. Dediğim gibi akıllı telefonlar ve tabletler hayatım(ız)a girdiğinden beridir bu oyunun çıkmasını bekliyordum. Geçen gün App Store'a bir göz attım ve gördüm ki beklediğim uygulama birkaç ay evvel apple ın uygulama dükkanına girmiş.  Uygulamamız "the river raid" isimli oyun. 80'lerde çocukluğunu yaşamış bizler için çok bilindik olduğunu düşündüğüm bu oyun 1982 yılında çıkmış. Ben de bu oyunu aynı yıllarda  yaz tatillerinde kaldığımız  bazı otellerin atari salonlarında boyum daha tam yetişmediği için sandalyenin üzerine çıkarak oynadığımı çok iyi hatırlıyorum. O yılların 2B bilg

Video Dersler

Yaklaşık iki sene önce birkaç derslik bir video dersler dizisi hazırlamıştım www.kodmanya.com için. O zamanlar blogspot altyapısını kullanarak hazırladığım site şimdi wordpress ile çalışıyor o yüzden derslerle ilgili yazıları yeniden güncelliyorum. Dersler temel linux komutlarının kullanımı ve linuxta basit bir c programının nasıl derlenip çalıştırılabileceği ile iligli. Ayrıca bir iki küçük güzel örnek program da var. Derslere aşağıdaki kategori linkinden ulaşılabilir. http://www.kodmanya.com/category/video-dersler/ (Ayrıca daha önceden lokalden göstermeye çalıştığım videoları şimdi tek tek youtube'e yükledim. Daha mantıklı olacak sanırım o şekilde. Playlist linki de budur  http://www.youtube.com/playlist?list=PLB756B72BC370A4D3&feature=edit_ok )

iRig ve Bir Sevda

Image
(Müziği seviyorum. Onunla bu güne kadar çok zaman geçirdim. Şimdilerde onunla çok az vakit geçirebiliyorum. Ama yine de onunla olan ilişkim hala devam ediyor, etmeye çalışıyor... Ucundan köşesinden de olsa... İşte bu yazı da bunun bir kanıtı olsa gerek...) En son evde kayıt için Boss Micro BR  denilen cihazdan bahsetmişim bu blogda. Tabii ki sadece bu iş için üretilmiş bu cihazdan iyi sonuçlar alınıyor. Ama benim o yazıyı yazdığım günden bugüne teknoloji de çok gelişti ve yeni teknolojik araçlardan birisi olan iPad'da hayatımızdaki yerini aldı. Geçen sene bu zamanlarda Mahir Sümer 'den iPad'ini satın aldım. O günden beridir o aleti kullanıyorum (şimdilerde yenileri çıktığı için iPad 1 de deniliyor kendisine). Tabii ki bu vesile ile app store dünyasına da girmiş oldum. Bilimum oyunlar teknik ve eğitici programlar falan indirdim bugüne kadar. Bir süre önce bazı araştırmalarınm sonucunda IK Multimedia  isimli şirketin Amplitube  isimli kayıt programını aldım ve kull

Alışmadık Götte Don Durmaz

Image
Ne zamandır blog yazısı yazmadım, hadi biraz sinirlenelim... Bir süre önce İzmir Belediyesi İzmir'e çok güzel bir konser salonu hediye etti. Ahmed Adnan Saygun'un adı verilen bu sanat merkezi, bünyesindeki birkaç büyük salon ile gerçekten de şehrin bu tarafındaki (Güzelyalı - Göztepe muhiti) bu ihtiyacı önemli ölçüde karşılayabilecek bir tesis oldu. Bu anlamda yetkililere ve belediyemize  teşekkür etmek lazım sanırım. Zaten bu projenin fikir babası Ahmet Priştina imiş fazla söze gerek yok o bakımdan... Dediğim gibi tesis güzel, otopark problemi yok. Salonlar büyük ve teknik anlamda da yeterli görülüyor. Ancak gel gelelim bu don alışmadık götte durmadı mı durmuyor bir türlü...  Geçtiğimiz 25 Haziran günü bu salonda uzun zamandır merak ettiğim bir konser vardı. Erkan Oğur - Derya Türkan ve Vincent Segal'in "Uzaktaki Müzik" isimli konserleri... Konser saat 21:30 da  başlayacaktı ben de o günkü yoğunluğumdan dolayı konserin verileceği salona ancak konseri

TTNET ve AVEA'nın Elinde Maymun Olmak - 2

Image
( http://sukruozan.blogspot.com/2012/03/ttnet-ve-aveanin-elinde-maymun-olmak-1.html  yazısının devamı niteliğindedir.) Hikaye aslında detaylı ve uzun ama can sıkmamak adına mümkün olduğunca özet geçeceğim. Şimdi bu olaylardan sonra İzmir Balçova Kipa 'ya alışverişe gittiğimiz birgün gittim bu TTNET 3G MOBİL İNTERNET paketini aldığım TTNET kioskuna.  Bana satışı gerçekleştiren ve satış sırasında gayet sıcakkanlı ve arkadaşça davranan kişi standda duruyordu. Gittim yanına kısaca olaydan bahsettim ve ekledim; "siz burda bunları yazmışsınız heryere "3 ay ücretsiz" yazıları koymuşsunuz o zaman bunları kaldırın bari burdan insanları yanıltıyorsunuz" dedim aldığım yanıt "İstediğimi koyarım sana mı sorucam senin okuma yazman yok mu okusaydın sözleşmeyi"  oldu. Sonrasında küfürlü bir cümle de telaffuz edince ben Kipa 'nın güvenlik görevlilerine bu adamı şikayet ettim ama onlar aslında bunu TTNET'e şikayet etmemi önerdiler. Ben de madem bu yol

TTNET ve AVEA'nın Elinde Maymun Olmak - 1

Image
Vallaha bu konuda çok doluyum nereden başlamak lazım bilemiyorum... Yıllardır TTNET müşterisiyim. Gözüm kapalı senelerdir sınırsız internet kullanıyorum. İnternet kullanacağız diye hiç kullanmadığımız bir sabit telefonumuz da var. Ayda 24 lira hiç kullanmadığımız halde bu telefona ödüyoruz sırf maksimum 200 KB download hızında sözde sınırsız interneti kullanabilelim diye. Benzer şekilde TTNET'in çözüm ortağı olarak görünen AVEA ile de sahibi olduğum şirkette kullanılan onlarca cep telefonu numarası dolayısıyla bir şekilde bağlantım var. Geçen 2011 Ağustos sonu Eylül başı gibi, halen benzer yalanlarla pazarlanan TTNET 3G Mobil internet paketini annem internet kullanmak istiyorum dediği için alayım istedim. İzmir Kipa Balçova'da TTNET kiosku gibi görünen bir kiosktaki satış temsilcisi elemana bu paketi anlatmasını istedim bir iki soru sordum paketin özellikleri şuydu: Alırken hiçbir ücret talep edilmeyecek, 3 ay tamamen ücretsiz hiçbir ücret talep edilmeyecek

Topraktandır Cümle Beden

Image
Doğum ve ölüm ... Bu aralar sıkça düşündüğüm kavramlar. "Uzay ve sonsuzluk" kavramı gibi "doğum ve ölüm" de uzun, derin ve koyu sohbetlerin sık sık uğradığı bir konu başlığıdır. İnsan nasıl ki doğuma seviniyorsa ölüme de benzer bir yoğunlukta üzülüyor. Her ikisinin de ortak noktası; temelinde bir hayvan olan insanın bu iki olaya da kısa bir içerisinde adapte olması ve ona alışması.  Son günlerde yaşadığım bazı olaylarla aslında ölümün iki türü olduğunu anladım. Bu olayları hiç yaşamak istemezdim ama ne yazık ki hayatta herşey kontrolümüz altında gelişmiyor. Bir iki aya 33 yaşıma gireceğim ve yaşadığım bu süre içinde bir iki hafta öncesine kadar insanoğlundaki " kötülük " olgusunun sadece filmlerde ve haberlerde görülen birşey olduğunu sanıyormuşum. İnsanların kötülüğü nasıl bu kadar rahat, planlı ve nasıl bu kadar içgüdüsel olarak yapabildiğini gösteren bazı olaylar yüzünden " insan " denilen canlıya güvenim ciddi anlamda sarsıldı. 

Nerede Köfte Yenir?: Köfteci Salih Arslan

Image
Tam da geçen blog yazım da anlattığım olumsuz örnek üzerine bu olumlu örnekten bahsetmek istedim. Dedim ki hep olumsuzluk, hep olumsuzluk nereye kadar... Köfteci Salih Usta 40 senedir aynı dükkanda ve ilgi alanını hiç dağıtmadan köfte piyaz ve bir iki tatlı çeşidi satıyor. Buraya ilk kez geçen ay bir arkadaşımla buluşmaya gitmiştim ancak o gün tatma şansım olmamıştı. Lakin mekanın nasıl bir lezzet deneyimi yaşatacağı, ortamın enerjisinden ve ocaktan gelen kokularda da belliydi. Ben de mekanın coğrafi pozisyonunu beynime işlemiştim o gün. Neyse ki bugün o taraflara ( Kestane Pazarı Camisi dolayları) yolum düştü ve bilinçaltımdan bir ses bana oraya gitmemi söyledi. Bilinçaltıma buradan teşekkür etmek isterim... Gerçekten ustalık ve deneyim bambaşka birşey.  Her lokanta gibi buranın da kendine has raconları var gitmeden önce bilmek lazım. Şef garson soruyor: "Yağlıyalım mı?"... Bu demek oluyor ki serviste yanında gelecek olan ekmekler yağlansın mı. Kalori hesabı

Nereden Sipariş Verilmez?: Coco Loco İzmir Alsancak

Image
Uzun zamandır YemekSepeti kullanırım hayatımda hiç bu kadar kötü bir yemek servisi ile karşılaşmadım. Servis elemanı büzüşmüş ve düğümlenmiş küçük bir torba uzattı. Bu tarz torbaları ben sokakta köpekleri beslerken kullanırdım. Evdeki yemek artıklarını doldurup ağzına düğüm attğım kipa tansaş poşetlerinden bir benzerini 9 TL karşılığında elime almak zaten ilk etapta yeterince sinir bozucu gelmişti. Belki torbanın içinden güzel bir yemek çıkar umuduyla (bu arada ne alakaysa napoliten soslu ıspanaklı ravioli siparişi vermiştim) düğümü güç bela açtım bi de ne göreyim bir çanak dolusu napoliten sosu!!! (resimde görülen ŞEY i yemeye başlamadan evvel çektim. Tabağın kenarındaki akıntılar tamamen orjinaldir geldiğinde görüntü buydu)  İçinde ravioli bulana ödül veriyorlar. Aşçı olarak yoldan birini çevirdiler al dediler malzeme yap bakalım ravioli.  O da garibim   arap yağı bol bulunca kah sikine sürermiş kah taşşağına hesabı olan sosu boca etmiş. Servis olarak da plastik bir çatal